Middle East Online.com – An article about “The Forgotten Victim in Syria” a project supported by the Institute for Cultural DiplomacyNews-eu.com – Report on a Panel Discussion held by the ICD on the Turkish-German Perspective
Berlin’de Kültürel Diplomaside Türk- Alman Perspektifleri tartışıldı
Berlin Yunus Emre Türk Kültür Merkezi (YETKM) Kültürel Diplomasi Enstitüsü (Institute for Cultural Diplomacy) ile “Kültürle Köprüler Kurmak. Kültür Diplomasisinde Türk-Alman Perspektifleri” başlıklı bir panel düzenledi.
Etkinlik Kültür Diplomasi Enstitüsü’nün (ICD) konferans ve konser salonunda gerçekleşti. Etkinlik, „Kıtalar Arası İşbirliği: Birleşmiş Küresel Toplum için Köprüler Kurma olan kıtalar arası Kültürel Diplomasi Konferansı“ açılışında yapılan etkinliği; aralarında eski Romanya Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu, Ermenistan eski başbakanı Hrant Bagratyan, Sırbistan eski Başbakanı Mirko Cvetkoviç başta olmak üzere çeşitli uluslara mensup milletvekili, siyaset insanı, bilim insanı, akademisyenlerden oluşan seçkin davetliler izledi. ICD başkanı sayın Mark Donfried‘in moderasyonunu yaptığı panele T.C. Büyükelçisi sayın H. Avni Karslıoğlu, Almanya Büyükelçisi ve Federal Alman Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Eğitim bölümü başkanı sayın Dr. Heinrich Kreft, Medeniyetler İttifakı müdürü ve Başbakan Müşaviri Dr. Ahmet Hadi Adanalı, Almanya‘nın saygın dış politika düşünce kuruluşlarından Bilim ve Siyaset Vakfı üyesi Dr. Günter Seufert konuşmacı oldu. Panel sonrası Salsabil müzik grubu Mevlana Celaleddin-i Rumi anısına küçük bir konser verdi.
Panel açılışında selamlama yapan Berlin YETKM müdürü Dr. Yılmaz Bulut , Yunus Emre Enstitüsü‘nün diğer ülkelerle karşılıklı işbirlikleri ve kültürel etkileşimini arttırarak, Türk Kültür Diplomasisinin olgunlaşmasında önemli bir rol üstleneceğinin altını çizdi. Küreselleşen dünyada kültürlerarası işbirliği ve dostluğun öneminin giderek arttığını belirten Bulut, Mevlana‘nın sözleri ile birleştirici insani değerlere davet etti.İki ülkenin kültürel perspektiflerinin ele alındığı panelde konuşan Dr. Kreft, Almanya’nın kültürel diplomasisinde dünya sathında gösterdiği başarısının nedenlerine değindi. Alman dış siyasetinde kültürel işbirliği, değişim ve eğitim projelerine ciddi bir bütçe ayrıldığını belirtti. Bu bütçe ile devletin Goethe Enstitüsü başta olmak üzere, sivil nitelikli kuruluşları doğrudan desteklediğini, fakat siyasettin etkisinden bağımsız hareket etmesini de teşvik ettiğini söyledi. Bunların bağımsız bir zihniyetle çalışmasının beraberinde getirdiği başarıya dikkat çekti. Sivil merkezli çalışma zihniyetinin siyasi konumlanışların ötesinde canlı, toplumsal gerçeğe dayalı, esnek ve işbirlikçi ve de zengin projeler üreten bir kurumsal zihniyeti doğurduğunu vurguladı. Toplumlar ve milletlerarası yeni yaklaşmaların bu kutuluşlarca harekete geçirildiğini vurguladı. Dr. Kreft, Türk- Alman ilişkilerinin köklü olduğunu, başta eğitim ilişkileri olmak üzere iyi işlemeyen bazı alanların geliştirilmesine dikkat çekti.
Toplantıda Türk- Alman ilişkilerinde sivil toplum ve devletlerarası ilişkilere değinildi. Konuşmasında Büyükelçi Karslıoğlu Türk Alman ilişkilerinin mevcut yapısına değindi. Bu ilşkilerin yoğunluğuna ve genişliğine işaret eden Büyükelçi; iktisadi sahaya oranla sosyal ve kültürel sahada ilişkilerin istenir düzeyde olmadığınını vurguladı. İkinci Dünya Savaşı sonrası iki devlet tarafından hayata geçirilen Fransız-Alman gençlik değişimlerini işaret eden Büyükelçi; benzer bir anlaşmanın Türk- Alman gençlik değişimleri için yapılmasının gerekliliğine değindi.
Dr. Ahmet Hadi Adanalı, Türkiye algılamasının göç üzerinden yapılmasını eleştirdi. Kültürel değişimin anahtarının dil öğretiminden geçtiğine işaret eden konuşmacı, Türkçe öğretiminin öneminden bahsetti. Turizmin eğlence odaklı olduğuna değinen Adanalı, Turizmin kültür turları ile zenginleştirilmesini önerdi. Adanalı, Alman öğrencilerinden Türkiye de eğitim için az talep geldiğini vurguladı ve Akademik işbirliklerinin de artmasının ve bunun kültürel diplomasi ile birleştirilmesinin sağlayacağı faydaya işaret etti.Dr. Günter Seufert, Türk kökenli göçmenlerin varlığı ile de Türk kültürünün Almanya’da etkili olduğunu belirterek, Almanlar nezdinde 10 yıl önceye kıyasla Türkçe, Türk siyaseti ve kültürü ve Türkiye‘ye ilginin arttığını söyledi. Oluşan cazibede, Türkiye‘nin gösterdiği kültürel üretkenlik ve ekonomik başarının rol oynadığının altını çizdi. Konuşmacı, Almanların kendi kimliklerini Türkiye ve Türkler üzerinden kurgulamasının, varolan önyargıları aşmada engel teşkil ettiğini vurguladı. Bu sebeble Türk kurumlarının imaj tamiri ile karşı karşıya kaldığını vurguladı. Gelinen şu aşamada kurumların Alman toplumunun değişik düzeylerde doğru bilgilendirilmesinin gereğini vurguladı. Alman medyasıda Türkiye uzmanlarına kıyasla Türk medyasında az sayıda Almanya uzmanının olduğuna değinen Seufert, uzmanların artmasının Almanya hakkında doğru bilgi edinimini de arttıracağını söyledi.Konuşmacılar eğitim, sivil toplum ilişkileri, kültür kurumlarının etkisi, Üniversiteler arası işbirlikleri ve öğrenci değişimleri, önyargıların bertarafı gibi alanlarda, iki ülke ilişkilerinde somut etkişleşimlerin yoğunlaşmasını beyan ettiler.Panel sonrası uluslararası Mevlana Celaleddin.i Rumi’yi anma günü bağlamında Mevlana anısına kısa bir konser verildi. Konser sonrası verilen kabulde simit, baklava, beyaz peynir gibi ünlü Türk yiyecekleri tanıtıldı.